12 Mar 2015

35

Dogmusum iste bir ilk bahar gunu, muhtemelen mart kapidan baktirirken. Hatirladigim en erken sey, anneanneme disim agriyor diye yalan soyledigim, bebek aspirini yemek istemistim oysa ki, onun bebe asprini bulamayisi, normal aspirinden bir parca vereyim diye iceri gidisi sirasinda masanin ortasinda duran cantayi alip icinden onun pembe tansiyon haplarini bir cirpida icisim. Neden geldi aklima bilmiyorum, ama geldi iste.

Sonrasina dair hatirladigim bir hastane odasi, orda yatarken annemin panik halinde odaya girisi, bir de miden yikandi demeleri, benim midemi geri koysunlar, nasil yikamislar diye dusunmem

Yas 2, Kayra'dan kucugum!

Sonra teyzemin kiziyla kavgalarimiz. Onun bu cizgi film sadece bizim televizyonda yayinlaniyor inadina benim "counter example" sunmam! Ispat yapmayi sevecegim belliymis.

Sonra boluk porcuk bir cok ani. Kardesmin gelisi, tasinilan yeni evler, anneanne ve dede ile gecirilen guzel gunler. Kotu bur gunden de bahsedesim varla yok arasi, yoku seciyorum ondan

Kardesim, sanki sadece benim, cok sevdim, severim. Onunla her gun cok kavga ama daha cok sevgi dolu gecen gunler

Ilk kalp agrisi sonra, sevmisim bir cocugu, ama saniyorum ki hayatimin aski o, o olmasa ben yasamam. Biliyor, ama umrunda degil beyefendinin! Sonra yakin bir arkadasimla cikmasi, kizin gozumun icine sokmasi. (Hey 13 yasindaki kendim, salla la, valla degmez!) Dilimde bir turku, "ben sevdim eller aldi, baba ben olmus muyem?" Duygular tam gaz yasaniyor 13 yasinda. Ilk askim sair yapti beni, her gece yazdim, durmadan, guzel de yazdim ama...

Simdi bak bunu yazdim, icime bir sey oturdu, 13 yasindaki cocugun derdi bu olmali, 14 yasinda biber gazindan komaya sokulmak degil! Ah Berkin!

O 13 yasindaki asktan sonra kim oldu dedim, 15imdeki erkek arkadasim, ah pek bir gereksiz biriydi, hadi evlenelim dedi bana, oha dedim neyse ki, evlenmedim yani :) Bu adam bir de ilk askima yazdigim siirleri aldi, sakladi, ne oldu bilmiyorum. Bu beni bir halt yapmadi, sevmemisim demek ki o kadar :)

Ben platonik asklarin insaniydim galiba, sonra of bir asik oldum ne siz sorun ne ben soyleyelim. Bir okuze tutuldum yine, seviyorum uleeen diye bagirasim geliyor! O sirada beraber paneller falan hazirliyoruz lisede. Ben guzel siir okurum, hep soylerler. Bir Istanbul gosterisi hazirliyoruz, bir siir var, Istanbul'a dair. Herkes diyor ki sen oku, yok olmuyor. Cocukla baska siniflardayiz cunku, ve siir de diyor ki "bir zil sesi duyuluyor ve sen gidiyorsun", aradim bulamadim simdi bak siiri. Ama oyle diyor ya siir, cocuga bakmadan okuyamiyorum, cok derinden vuruyor bana, herkesle tartisiyorum ve okumuyorum o siiri, okuyamiyorum. Boyle bitiyor bu ask hikayesi, lise bittiginde benimle her seyi konusyor "adam" yok diyor, ben yapamadim, cesaret edemedim, simdi de sen gidiyorsun. O benden cocuk, neye cesaret edecekse! Yazdiklarini gosteriyor bana dair, yazik ettim diyor. Evet diyorum, ettin! Bir daha da gormuyorum, yillar sonra unlu sosyal medya sitesinde karsilasincaya kadar.

Uzun iliskim basliyor sonra, hayallerimin okuluna gidiyorum, orda en olmayacak insanla! Yavas yavas basliyor psikolojik eziyetleri, zaman geciyor, alisiyorum, normal saniyorum. Beni seviyor, evet, ama cok cok kisitliyor, her seyime karisiyor, kiskanclikta ustune yok! 6 sene suruyor dile kolay! Niye dayandim, bilmiyorum, cocukluk biraz, biraz da duygusal siddet iste, kolay olmuyor etkisinden cikmasi. Ondan kurtulmak icin baska sehre kaciyorum, biraz bilincli, biraz bilmeden. Onsuzluk bana iyi geliyor. Bittiginde kendime diyorum, iki secenegin var, istersen zerre takmazsin, istersen uzulursun! Bir sure zerre takmiyorum, ama gercekten, kendimi kandirmadan, sonra ne kadar guclu oldugum sasirtiyor beni, cokuyorum, korkuyorum kendimden.

Geciyor, her sey gibi, bu aliskanlik da geciyor, psikolojik baskidan kurtulunca vay be diyorum, hayat varmis. Bundan sonra uzun iliski yok bir sure diyorum, keyfime bakacagim...

Diyorum demesine de iste tam o noktada ilk "date" ettigim adamla 10 senedir beraberim, ha pisman miyim yok, degilim zerre kadar. Mutluyum.

Ama sende de olur mu bilmem, ben mutlulugu cok sorgularim, yani nedir bu mutluluk, fonksiyon olsa neye benzer? limiti nasil? Yani ne bileyim, pozitif bilimde bir degisken olsa aciklamak cok kolay, ama bu sosyal bilimler beni geriyor bazen! Bak ilk askimin sair yaptigi ben , 35imde ne haldeyim! Ama oyle iste, nasil bir sey bu mutluluk, bir olcusu var mi?

Nasil ask hayatimi yazmaya dondum bilmiyorum ama oyle oldu iste bugun! Dun 35 oldum ben, omrun yarisi mi hepsimi hici mi bilemiyoruz iste. Bilmemek daha iyi bazen. Neyse ne, 35 diyor takvim simdi, bayan epsilon, ki artik epsilonu buyuk aliyoruz, iyi ki dogudun anne diyor, kek susluyor bana, ama susleri ben yerim sen sakin yeme diyor.

Hayat bazen cok basit, bazen cok karmasa oluyor, ve biz hepsine alisiyoruz, Nazim'in dedigi gibi "insanoglu bir sivi gibidir, girdigi kabin seklini alir, butun gucu de gucsuzlugu de burdan gelir" Di mi Nazim Usta?

Bak bir de 35 yas siiri/sarki sozu kendime bir de en derin eski askim Istanbul'a gelsin, bu kadar ask yazdik, ona da bir pas atamak lazim Abbas!


dönmek, mümkün mü artık dönmek
onca yollardan sonra
yeniden yollara düşmek

neresi sıla bize, neresi gurbet
al bizi koynuna ipek yolları
üstümüzden geçiyor gökkuşağı
sevdalı bulutlar, uçan halılar
uzak değil dünyanın kapıları

neresi sıla bize, neresi gurbet
yollar bize memleket

gitmek, mümkün mü artık gitmek
onca yollardan sonra
yeniden yollara düşmek

neresi sıla bize, neresi gurbet
rakılı akşamlar, gün batımları
çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları
olmamış yaşamlar, eksik yarınlar
hatırlatır herşey eski aşkları

neresi sıla bize, neresi gurbet
yollar bize memleket








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder