6 Kas 2014

Orda yasar gibi...

Aylar olmus yazmayalı, neler oldu dersen, bilmem, hayat oldu iste. Simdi yazmamım sebebi de kulagimdaki sarkidandir aslinda, baska bir sey degil. Diyor ki:

"Yasamaya dort elle sarilmisim da
 Yine de gozlerim dolu, yuregim buruk
 Basimi hic bir zaman egmedim ama
 Yine de bir yanim yara, icimde bir bosluk"


Universiteyi de sayarsak Istanbul'dan ayilali kac sene oldu biliyor musun blog, tam 16 sene! Universiteyi sayma, Ankara komsu kapisi, 12 senedir dunyanin bir kosasinden otekisine gidiyorum.

Icimde hep bir parca Istanbul. Evet degisti, evet zor, evet oyle boyle ama, ben kendi gogumu, koklerimi, ruzgarimi ozluyorum be blog, bazi gunler cok daha fazla.

Simdi diyorum gozlerimi kapasam, bir acsam, atlasam dolmusa, Kadikoy'e gelsem. Moda sahiline gitsem, yanimda kizim da olsa bu sefer. Parkin yanindaki cay bahcesinde bir cay icsem, catal yesem parkin kosesindeki simitciden aldigim. Denizi seyretsem, Kayra "simit al" diye tuttursa, sonra da balon. Ikisini de alsam, ona anlatsam, "su kosede adalari goruyorsun, bu kosede ise karsiyi" diye.

Cay bitince kalksak, parka gitsek, sallansa Kayra salincakta, cocuklarla oynasa, turist gibi degil de, sanki orda yasiyormus gibi ayrilsak parktan, yarin parkta gorusuruz diye...

Carsiya insek ordan, balikcilari gezsek, aksama balik alsak, cipura mesela, elime de yuk ettim diye soylensem kendi kendime. Biraz leblebi alip kitapcilara girsek, Kayra kendine kitap secse, ben de kendime. Sonra aklima dusse, ay dur biraz da yesillik alsam baligin yanina diye, manavlardan birine girip merhaba desem, sanki taniyormus gibi, sanki orda yasiyormus gibi. Alsak yesillilerimizi, ben "artik eve gidelim" desem, Kayra "vapura binelim anne" dese, ona anlatsam, "kizim balik aldik, bozulur, baska gun bineriz" diye. Sanki orda yasar gibi, butun ozlediklerimi senede bir kac gune sigdirmam gerekmiyormuscasina, "yarin" desem, "yarin ya da haftaya geceriz karsiya, hatta hava guzel olunca da adalara gideriz istersen" desem.

Dolmus duraklarina dogru yururken, bu sefer de akide sekeri istese Kayra Cafer.Erol'dan, her cocuk gibi. "Olmaz" desem, "yemek yemedin", simdi almazsam anca seneye gelince diye dusunmeden. O da  hemen express inegol koftecisini gorse, "once kofte, sonra seker" dese. Otursak beraber cocuklugumun koftesicine, yesek. Az bergamotlu akide sekeri alsak sonra, acele etmeden, sanki butun hayatimiz ordaymiscasina, senede bir kac gune hem sevdiklerimizi, hem istanbul hasretini sigdirmak zorunda degilmisiz gibi. Kayra icin annesinin sevgili sehri 30 saatlik yolculukla gidilen, uzakta, anneanne ve dededin oldugu sehir degil de, eviymis gibi gezsek. Acele etmeden, a dur onu da yapayim, bunu da yapayim su 2 gunde demeden... Yavasca, sanki orda yasar gibi...

Ah, Istanbul, seni çok özledim bugun ben....







2 yorum:

  1. Ben en son tüm bu özlemlerle gittiğimde ardıma bakmadan kaçtım... galiba hayallerimde daha güzel kalmıştı İstanbul... ülkedeki güvensizlik mutsuz insanlar yığını oluşturmuş... İstanbul kupkuru beton yığını... bilmiyorum... ben ilk defa oradan kaçtım... ve bu yüzden daha da köksüz hissettim kendimi... sanki gidecek bir yerim kalmamış gibi.. güzel hayallerin üstüne kötü şeyler söyleyenlere kızan ben bunları söylüyorum şimdi, affedin

    YanıtlaSil