Deniz kızı değil, denizin ve rüzgarın kızı. Özgür ruhlu, hükmedilemez. Basına buyruk. Ama aynı zamanda kırılgan ve ürkek. Eğer evcilleştirmeye çalışırsanız onu, paramparça olur minik yüreği, özgür bırakmak lazım onu, kendi bildiği gibi yaşamalı hayatı. Kendisi düşüp, kendisi kalkmalı gerektiğinde. Yaşamalı yani... Yoksa kırılgan ve ürkek olur, mutsuz olur yani...
Not mermaid, daughter of the sea and wind. Free spirit, cannot be dominated. Independent. But at the same time fragile and shy. If you try to domesticate her, her little heath will be torn into pieces, you need to let her be free, she needs to live in her own way. When needed, she has to struggle and find a way out all by herself. That is, she has to live... If not she will be fragile and shy, I mean, unhappy...
Güçlü rüzgarları hissetmeli bedeninde, ruhu dalgalanmalı rüzgarda, sadece saçları değil. Uçuşmalı düşünceleri kafasında. Bazen karma karışık olmalı içinde, çünkü sadece karmasanın ne olduğunu bilirse huzurun değerini bilir.
She needs to feel the strong winds in her body, her soul should wave with the wind, not only her hair. Her thoughts, her mind should breeze. Sometimes, she has to be all messed-up inside, all chaotic. Because only if she knows what chaos is, she can appreciate peace.
Sabah parlayan güneşle uyanmalı, parlayan güneşe bakarken bile sabah ayazını hissetmeli tüm bedeninde. Ruhu üçüncü bir şahıs gibi bakabilmeli kendine. Sabah ayazını hissederken bedeninde, ruhu bunun farkında olmalı, neler düşündüğünün farkında olmalı. Herkese göre değil bu, ama denizin kızı eğitmiş ruhunu, beynini... Çünkü o özgür ruhlu, çünkü önün ruhu, bellegı, aklı bedeninden özgür...
She should wake up to shinny sun in the morning. Even when looking at the sun, she should fell the dry cold inside, in her bones. Her mind should have the vision of third person, her mind should be able to evaluate the situations she is in like another person. When feeling the morning breeze, her mind should be aware of what she is thinking. She should be mindful. This is not for anyone, but the daughter of sea has trained herself, her mind... Because she has a free spirit, because her soul, her mind are free from her body...
Denize bakmalı hep, deniz kıyısında olmalı, hissetmeli kıyıya yaklaşan gemileri, ve onların sıçrattığı suyu... Ruhunu gereksiz endişelerden arındırmali, kendini rüzgara bırakmali. Kollarını açmalı kocaman, sanki rüzgarı içine davet eder gibi. Kendi özgürlüğünün değerini bilmeli... Özgürlüğün değerini bilmeli...
She should watch the sea all the time, she has to be near the sea. She should feel the ships passing by and the water they splatter... Her mind should be free of any concerns and fears, she should let everything go. She should let herself go with the wind. She should open her arms as if she is inviting the wind to take over her body. She should value her freedom... She should value freedom...
Özgürlüğün değerini bildiği için hiç bir şeyi sahiplenmemeli, ya da hiç kimseyi. Yanında olanlarla mutlu olmalı, ama onların ona ait olmadığını bilmeli. Hayatta hiç kimse hiç kimseye ait değildir çünkü, bir çocuk bile annesinin değildir. Her kim ki birini sahiplenir, "benim" der, o zaman o kişiyi boğmaya başlar. Kim olursa olsun, bu böyledir. İnsanlar iyelik ekleriyle sahipliği karıştırır birbirine. Ama denizin kızı aradaki farkı çok iyi bilir. Bu dünyadaki her canlı özgür olmak ister aslında. Kimileri bunu kendilerine bile itiraf edemezler ne acı ki...
Since she knows the value of freedom, she should not own anything, anyone. She should be happy with the people around, but she should know that they do not belong to her. Because, no one belongs to anyone in life, not even a child belings to his mother. Whenever someone claims he owns somebody and say "mine", he bores that person, may be he sucks the life out of that person. Whoever it is, this it always true. Sometimes people confuse possessive suffixes and ownership. But daughter of the sea knows the difference very well. Everybody in this world wants to be free, unfortunately some are not even aware of that fact.
Sonra denizin kızı kendinin değerini de bilir, kendini affetmeyi de. Kendini affetmek çok zordur kimileri için, ya da kendine merhamet göstermek. Sokaktaki yabacıya herkes sevkatle yaklaşabilir, ama kendine çok acımasız olur insan, neden bilinmez. Denizin kızı öyle değildir ama, kendini affeder gerektiğinde, herkese gösterdiği his görüyü kendine de gösterir.
Also, daughter of sea values herself, and knows how to forgive herself. Forgiving one's ownself is tough for many people, or to show compassion towards themselves. Everybody can show compassion to strangers, but can be overly critical towards themselves. I don't know why. But the daughter of sea is not like that, she forgives herself, and she shows mercy to herself.
O yüzden hiç kolay değildir denizin kızı olmak... Belki önün avantajı sıkıntılarını dalgaya çevirebilmesidir. Ama aslında hepimizin içinde var bu guc, sadece adımız denizin kızı olmadığı için bilmiyoruz. Aslında bir denesek...
Because of all these, it is not easy to be daughter of sea... May be her advantage is her ability to transform her worries into waves and send them away. But, we all have the same power somewhere deep inside, we are just not aware of this. If only we try...
Denizin tüm kızlarına, ve denizin kızı olmayı isteyenlere...
To all the daughters of sea, and to everyone who wants to be daugter of sea...
Merhaba,
YanıtlaSilBu yazin beni cok etkiledi, kendimden cok fazla sey buldum.Kendi bloguma link'ini koydum :)
Sevgiler !