13 Şub 2008

Yasamaya Dair

Aylardan sonra yeniden merhaba blog! Yine kendimi kotu hissettigim anlardan biri, yine bir umut olsun diye burdayim...En sevdigim siiri buraya da yazip, bir kere daha hatirlatayim dedim kendime. Bana soz dusmez artik....

Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar içın ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hıç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yani ağır bastığından.
Nazim Hikmet

1 yorum: